Cumhuriyetimizin ilanının 101. yılına ulaşmanın gururunu yaşarken, bu köklü yönetim sisteminin bizlere sunduğu özgürlük ve eşitlik temellerine dikkat çekmek, bugün bir kez daha önem taşımaktadır. 29 Ekim 1923’te Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları, Anadolu halkının desteğiyle Cumhuriyet’i ilan ederek Türkiye’yi egemenliğin millete ait olduğu bir yönetim modeline kavuşturdu. Zorlu ve imkansız gibi görünen koşullarda kazanılan bu zafer, yalnızca siyasi değil, toplumsal bir dönüşümün de kapısını açmıştır. Cumhuriyet’in ilanıyla birlikte her birey kanun önünde eşit sayılmış, özgür ve bağımsız bir toplum inşasının ilk adımı atılmıştır.

Zorlu Koşullarda Bir Umut İnşası

Cumhuriyet’in ilanı, elbette kolay bir süreç olmamıştır. 1919 yılında, Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkıntıları üzerinde yeşermeye başlayan Milli Mücadele, yokluk ve çaresizlik içindeki Anadolu halkının bağımsızlık ateşiyle birleşmiştir. Tüm yokluklara, büyük ordulara ve zorlu kış koşullarına rağmen, Anadolu insanı vatanını işgalcilerden kurtarmak için her şeyini ortaya koymuş, bu kutlu mücadele sonunda Türkiye Cumhuriyeti’nin temelleri atılmıştır. Atatürk ve silah arkadaşları, bağımsızlık uğruna tüm zorlukları göğüsleyen Anadolu insanıyla birlikte, imkansız gibi görünen bir zaferi kazanmıştır. Bugün, Cumhuriyet’in değerini kavrayabilmek için o dönemin zorlayıcı şartlarını ve halkın kararlılığını hatırlamak elzemdir.

Cumhuriyet’in Toplumsal Hayatımıza Katkıları

Cumhuriyet, yalnızca bir yönetim biçimi değil; aynı zamanda toplumsal adaletin, hukukun üstünlüğünün ve insan haklarının temel güvencesidir. Cumhuriyet sayesinde toplumsal yapıda büyük dönüşümler gerçekleşmiş, eğitime, bilime ve sanata önem veren bireyler yetişmiştir. Atatürk’ün “Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir” sözü doğrultusunda inşa edilen Cumhuriyet, her bireyin eşit haklarla temsil edildiği bir yapıyı temel almıştır. Bu sistemin sunduğu özgürlük ve eşitlik ilkeleriyle insanlar, hiçbir sosyal sınıf veya statüye bağlı kalmadan kendi başarılarını elde etme fırsatına sahip olmuşlardır. Cumhuriyet, köyde doğan bir çocuğun akademik veya kariyer hedeflerine ulaşabilmesinin yolunu açmış; zeka, azim ve çalışma gibi değerlere öncelik veren bir yapı oluşturmuştur.

Cumhuriyet ve Demokrasi

Fırsat Eşitliği ve Kariyer Engelinin Olmayışı Cumhuriyet ve demokrasinin ilk kurulduğu yıllarda, Atatürk’ün “Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir” ilkesi doğrultusunda topluma sağlanan fırsat eşitliği, ülke genelinde büyük bir toplumsal devrim başlattı. Cumhuriyet’in ilk dönemlerinde, vatandaşların sosyal sınıf farkı gözetmeksizin eğitim ve kariyer alanlarında ilerleme şansı bulduğu bir yapı inşa edilmişti. Ülke genelinde açılan okullar ve kadınların iş hayatına katılımı, köklü bir eşitlik anlayışıyla güçlendirildi. Özellikle kırsal kesimden gelen bireylerin yetenekleri doğrultusunda yükselmesi, kariyer engellerinin kalktığı, meritokratik bir yapının temellerinin atıldığı bu dönemin önemli kazanımları arasında yer aldı. İnsanların yalnızca çalışma azmi ve yetenekleriyle başarıya ulaşabilmesi, Cumhuriyet’in sunduğu en kıymetli fırsat eşitliği ilkelerinden biri oldu.

Güncel Durum ve Yeni Sorunlar

Ancak günümüzde, Cumhuriyet’in temellerinde yer alan fırsat eşitliği ilkesinde bazı aşınmalar gözleniyor. Sosyo-ekonomik zorluklar, eğitimdeki eşitsizlikler ve siyasi etkilerin giderek artmasıyla birlikte kariyer basamaklarında yükselmenin önünde yeni engeller ortaya çıkmaktadır. Özellikle yargı bağımsızlığı konusundaki endişeler, demokrasinin adil bir şekilde işleyişini zorlaştırmaktadır. Ayrıca, belirli grupların sosyal ve ekonomik avantajlarıyla öne çıkması, Cumhuriyet’in sunduğu eşitlik anlayışından uzaklaşılmasına yol açmaktadır. Bu nedenle, Cumhuriyet ve demokrasi değerlerinin korunması için adaletin yeniden tesis edilmesi, fırsat eşitliğinin güçlendirilmesi ve vatandaşların yalnızca yetenek ve çalışma azimleri doğrultusunda hak ettikleri yerlere gelebilmesi için demokratik mekanizmaların doğru bir şekilde işlemesi kritik önem taşımaktadır.

Cumhuriyetimizin 101. Yılında Güncel Sorunlar ve Gelecek İçin Umut

Bugün Cumhuriyetimizin 101. yılına ulaşmanın gururunu yaşarken, demokrasinin ve Cumhuriyet’in temel değerlerinin korunması için dikkat edilmesi gereken bazı güncel sorunlarla karşı karşıya olduğumuz da bir gerçektir. Toplumun tüm kesimlerine aynı oranda fırsat eşitliği sunulması, hak ve özgürlüklerin korunması, adaletin sağlanması gibi temel ilkeler her zaman en büyük önceliğimiz olmalıdır. Ayrıca, gençlerin eğitim hakkına erişiminde yaşanan sıkıntılar, yargı bağımsızlığı konusundaki endişeler ve demokratik kurumların güçlendirilmesi, Cumhuriyet’in sürdürülebilirliği için önemli noktalardır. Bu sorunları aşmak için her bireyin üstüne düşen sorumluluğu bilmesi ve Cumhuriyet’in değerlerini yaşatmak için kararlılıkla çalışması gerekmektedir.

Gelecek Nesillere Bırakılacak Bir Miras Olarak Cumhuriyet

Cumhuriyet’in 101. yılında bizlere düşen en büyük görev, bu değerli mirası koruyarak geleceğe taşımaktır. Cumhuriyet’in temel ilkelerine sahip çıkarak, genç nesillere adaletin, eşitliğin ve özgürlüğün önemini anlatmak hepimizin sorumluluğudur. Toplumsal barış ve birliktelik içinde, ülkemizin çağdaş uygarlık seviyesine ulaşabilmesi için çok çalışmak, bilime, sanata ve eğitime önem vermek, Cumhuriyet’i yaşatmanın en büyük teminatıdır.

Cumhuriyet Bayramı Kutlu Olsun

Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, tüm silah arkadaşlarını ve bağımsızlık uğruna mücadele eden Anadolu halkını saygıyla anıyoruz. 101 yıl önce kurulan Cumhuriyetimizi ileriye taşımak için çalışacağımıza olan inancımızla, Cumhuriyet Bayramı’nı en içten dileklerimizle kutluyoruz.

Değerse Platformu
Kurucu ve CEO’su
Barış Mükyen